
17 Nisan 2014 Perşembe
Kreş'e Alıştırma Turları

16 Nisan 2014 Çarşamba
Nazlı'm İlk Göz Ağrım
Bir bebekle nasıl anlaşılır, neler paylaşılır hep onunla deneyimledim. İstabul'a geldiklerinde, sabah erkenden kalıp onu görmeye gider, sabah tazeliğinde onu severdim. Neşesi günümü güzelleştirirdi. O gerçi eniştesini benden çok sevdi hep ama olsun :) Tıpkı ağbi hasreti gibi yeğen hasreti de çektim ben, çekiyorum. Kuzum uzaklarda yaşıyor çünkü. Ama varlığı hep benimle. Onu uzaktan da olsa seyrediyor, nasıl hızla ve müthiş bir şekilde büyüdüğünü hayranlıkla takip ediyorum.
Büyüdü ve kızımın ablası oldu. Deniz'i sabırsızlıkla bekledi, önce kıskandı ama sonra çok sevdi. Onu korumaya,kollamaya, bir şeyler öğretmeye başladı. Deniz'i her görüşmelerinde biraz daha kendine hayran bırakmaya başladı. Şimdi belki benden çok Deniz'i özlüyor ama kuzumla aramızdaki bağ sanki daha çok kuvvetlendi. Teknoloji sayesinde ekranlardan görüyoruz sık sık birbirimizi. Yetinmeye çalışıyoruz yani. Oradan öpüyor oradan sarılıyor bize. Deniz'le konuşup onu güldürüyor. Ama olsun, uzaklık hangi gerçek sevgiye hangi sonsuz hasrete dokunabilmiş ki sanki? Ona hep çok düşkündüm. Çocuk sevgimden mi, henüz anne olmadan hayatıma girdiğinden mi yoksa sadece onun sevgiyi hak eden kocaman kalbinden mi bilmiyorum ama ilk kızımı çok sevdiğimi biliyorum. O bana ilkleri yaşattı, çocukların dünyasını öğretti ve sevgisini hep sıcacık tuttu. Canım yeğenim benim hep biriciğim olarak kalacak. Onu hep ilk günkü heyecanla, sürekli artan bir duyguyla seveceğim. Canım yeğenim önce özverili fedakar anne ve babasıyla sonra bizlerle uzun sağlıklı ve mutlu bir ömür geçirsin. Ben nası olsa büyüdükçe onu hayranlıkla izlemeye devam edeceğim.
Hasret
Hasret tuhaf bir cisim.
Özü güzeldir aslında ama bazen istemez insan.
Saklamak veya yok etmek ister.
Avucuna alıp ellerin acıyıncaya kadar kazdığın toprağa gömersin.
Sonra uzaktan yeri anlaşılmasın diye elinden geleni yaparsın.
Mesela üzerine taşlar, otlar filan koyarsın.
Düşün ki etrafında birbirine benzer yüzlerce taş var üstelik.
Arkanı dönüp bir kaç adım attığında gözden kaybetmek istersin.
Koşup gelsen de bulamayacağına eminsin ama
o hasret seni bulmak istediğinde hooop elinle gömmüş gibi bulursun.
Pardon ya elimizle gömmedik mi zaten :)
İster ertesi gün ister mevsimler sonra çıkıp gelsen
yine yerini kaybetmeden çıkarırsın onu.
Bile isteye de değil üstelik,
bir anda o üzerine örtülü çukurun başında bulursun kendini.
Şaşılacak şey inatla toprakta çürümez meret,
sadece üzeri tozlanır.
Tozunu alıp yine sarıp sarmalarsın hasret'ini.
Her neye her kime duyarsan duy,
"hasret" hep aynı yerde seninle...
Arkana dönme boşuna.
Özü güzeldir aslında ama bazen istemez insan.
Saklamak veya yok etmek ister.
Avucuna alıp ellerin acıyıncaya kadar kazdığın toprağa gömersin.
Sonra uzaktan yeri anlaşılmasın diye elinden geleni yaparsın.
Mesela üzerine taşlar, otlar filan koyarsın.
Düşün ki etrafında birbirine benzer yüzlerce taş var üstelik.
Arkanı dönüp bir kaç adım attığında gözden kaybetmek istersin.
Koşup gelsen de bulamayacağına eminsin ama
o hasret seni bulmak istediğinde hooop elinle gömmüş gibi bulursun.
Pardon ya elimizle gömmedik mi zaten :)
İster ertesi gün ister mevsimler sonra çıkıp gelsen
yine yerini kaybetmeden çıkarırsın onu.
Bile isteye de değil üstelik,
bir anda o üzerine örtülü çukurun başında bulursun kendini.
Şaşılacak şey inatla toprakta çürümez meret,
sadece üzeri tozlanır.
Tozunu alıp yine sarıp sarmalarsın hasret'ini.
Her neye her kime duyarsan duy,
"hasret" hep aynı yerde seninle...
Arkana dönme boşuna.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)