Bana
sırtını dönme
biliyorum,
sana benziyorum
ve içinde
saklı tuttuğun yele.
Benim de
içimde saklı tuttuğum
buzlu
kıyılar, çığlık hatıraları.
Ben de
senin kadar kaçkınım ve yaralı.
Kim
bağışlayacak beni, penguen.
Çizdim
senin beyaz ve narin yerini.
Bir yanım
bembeyaz ışık
kör
ediyor, bir yanım zehir gece.
Parktaki
salıncağa binmeyi
beceremedim
bugün ben de.
Penguen
bana sırtını dönme.
Unutmadım
aramızdaki beceriksiz dili.
Dünya
yordu bizi.
Benim de söyleyemediklerim var.
Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de.
Benim de söyleyemediklerim var.
Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de.
Uzun bir
yolu geliyoruz seninle,
yolu, geldikçe anlıyorum ki, biz,
yolu, geldikçe anlıyorum ki, biz,
bu dünya
üzerinde yürüyemiyoruz bile.
Penguen,
kim
bağışlayacak beni?
Çizdim
senin beyaz ve narin yerini
elimde
unuttuğun ince metalle.
O büyük
ve muazzam zamanda unuttum
Kanatlarım
çok oldu üşüyor benim
Bu beyaz
ıssızlıkta göğsüme düşüyor
Bu yüzden
eğik boynum.
Bir kuşun
anısı kalmış bende, saklı,
Bundan
gözlerimdeki kayalık,
İçimdeki
serseri buzullar,
Dürtme
içimdeki narı
Üstümde
beyaz gömlek var.
Birhan
Keskin