28 Şubat 2011 Pazartesi

Hoş geldin İlkbahar

Martenitsa ( Marteniçka ) geleneği Bulgarlara aittir ve baharın simgesidir. Martın ilk günü Baba Marta'nın ( babaanne Mart ) baharı getirdiğine inanılır; kış bitmiştir ve bahar kapıdadır. 1 Mart günü tüm Bulgarlar bileklerine ve evlerinin kapılarına kırmızı-beyaz ipliklerden yapılan Martenitsaları takarlar. Kırmızı, hayatı ve kanı; beyaz ise mutluluğu, bereketi simgeler ve insanlara sağlık getirdiğine inanılır. Bileklerdeki bu martenitsalar 15-20 gün sonra leyleklerin gelişiyle birlikte herhangi bir çiçek açmış meyve ağacına dilek tutularak bağlanır.  Aslında çıkarma işlemi için de farklı söylentiler vardır. Tam gün belli olmamakla beraber genel kanı ilk kırlangıç görüldüğünde çıkarılması üzerinde yoğunlaşırken kimi kaynaklara göre bu kuş leylek kimilerine göre martı kimilerine göre ise turnadır.
Tarihi açıdan önemine değinmek gerekirse bu konuda da çeşitli rivayetler vardır.
Birincisi bir kış ayında savaşa giden Bulgar erkeklerine geride kalanlar` sizden haber alabilmemiz için savaşı kazandığınızda bir kuşun ayağına beyaz kaybederseniz de siyah bez bağlayın` derler. Ve baharın geldiği dönemde ayağında beyaz fakat kandan kırmızı olmuş bez parçaları bağlı kuşlar gelir. Bu inanışa göre bu bezler savaşı kazandık ama çok can ve kan kaybettik manasına gelir. Bu pek yaygın bir inanış değildir. İkinci bir rivayet ise: baba marta ya da marta nine diye tabir edilen ve baharın gelişini simgeleyen kişinin gelişini kutlamak için takılır bileklere. bu daha yaygın bir rivayettir zira Bulgaristan da her tarafın ve hatta hayvanların bile kırmızı beyaz süslendiği dönemde herkes birbirine çestita baba marta der. 
İlk martenitsalar, başka takı ve detaylar kullanmadan, sadece kırmızı beyaz ipliklerden yapılırmış ve nazardan korunmak için insanlara ve hayvanlara takılırmış. Bazı bölgelerde bu bükülmüş kırmızı- beyaz sicime altın veya gümüş para bağlanırmış- bu da hastalıklardan korunmak için bir simge olarak kullanılırmış. Otantik bir sanat niteliğinde olan halkın güzellik ve estetik duygusu daha geç dönemlerde martenitsalarda da kendini gösterir. Önceleri kırmızı- beyaz yünden yapılan martenitsalara, püskül, top, insan gibi değişik şekiller verilir. Martenitsaların gelmiş geçmiş tarihinde en önemli yere sahip olan şekiller ise, "Pijo ve Penda" adıyla bilinen kırmızı ve beyaz ipten yapılmış kuklalardır.
Bu geleneği yıllarımı birlikte geçirdiğim Bulgar ve Bulgaristan göçmeni arkadaşlarımdan öğrendim. Bulgaristan'da yaşayan göçmenlerimiz arasında da yıllar içerisinde yaygınlaşmış ve Türklerin de benimsediği tatlı bir gelenek haline gelmiştir. Aslında bu gelenek bizdeki "cemre düştü" söylemiyle çok benzerdir. 6 senedir ilk öğrendiğimden beri,ben de bileğime taktığım bu kırmızı-beyaz martenitsayı Mart aynın son günlerinde meyve ağacına bağlayıp sağlık diliyorum ve bunu yapmak beni çok mutlu ediyor. Bu geleneği kesinlikle "yabancı geleneği" olarak görmüyorum. Farklı bir kültürden gelen ama bizim insanlarımıza da geçmiş, umut veren bir gelenek olarak görüyorum. Gelenekler insanları birbirlerine ve geçmişe bağlarlar. Bu umut verici güzel geleneğin bu sene de tüm herkese bol sağlık ve bereket getirmesini diliyorum. 

Hiç yorum yok: