23 Haziran 2015 Salı

Deneme 8

Hep söyler dururum; dar vakitlerde yaşıyoruz hayatımızı. Hızlandırılmış, sıkıştırılmış şekilde ve alelacele. Mecburiyetler arasında kapanda gibiyken, gerçekten istediklerimize zaman kalmıyor. Koştur koştur geçip giden koca bir günün ardından çocuklarımızı görebildiğimiz zaman günde iki saati geçmiyor. Uykusuna yenilen evladını ancak seyrediyorsun. Konuşmak istediklerimizi,görmek istediklerimizi erteleyip duruyoruz. Telaşla geçiyor hayat,hızla geçiyor. Sevmek için paylaşmak için beklenecek zamana sabır kalmıyor. Sabrın varsa gücün kalmıyor. Yaşamak için acele ediyorsun. Hislerine tutunmaktan başka güvenilecek hiç kimse ve hiç bir sözcük bulamıyorsun. Günün sonunda kalbinle konuşup, aklına danışıp, ruhunun isteğine boyun eğiyorsun. Öte yandan tüm bu telaşlar bizi yalnızlaştırıyor. İnsanlar bağ kurabilmenin güzelliğini unutmuş gibi kendileriyle kalmak istiyorlar. Derin yalnızlıklar içindeyiz biliyorum. Hayatlarımız şekli şemali her nasıl olursa olsun. İster birileriyle beraber ister yalnız yaşayalım yine de çokça yalnızız, daha az veya daha çok. Ama tüm bu yalnızlıklar içindeyken yine de bağ kurmak önemli değil mi?Hayatınızda kaç kez gerçekten aynı dili konuşabildiğiniz birilerini tanıdınız? Yürürken semtler değiştirdiğinizi anlamadan konuşabildiniz ve dinleyebildiğiniz kaç insan? Veya birbirini tamamlayan hareketlerde bulunduğunuz kaç kişi? "O kelimeyi ben de sıklıkla kullanırım" diye şaşırtan kaç kişi.? Biriyle aynı duvarın farklı yerlerine görmeden aynı cümleyi yazdınız mı hiç? Veya birisiyle birbirinize bilmeden aynı kitabı aldınız mı? Ya da yerde kalmasına kıyamadığınız için aynanın önüne koyduğunuz bir kuş tüyünü,bıraktığınız yerden alan oldu mu? Basit ayrıntılara anlam vermemle genelde herkes alay etmeyi tercih eder biliyorum ama ben bu ayrıntılarda yaşamayı seçiyorum. Karşımdaki benden farklı da olsa, farklı da hissetse kendi ruhumun bıraktığı yerlere inanıyorum, en azından ona güveniyorum. Her neyse, yüzünü görmeye doyamadığım kızımı seyretmeye devam edeyim ben.

Hiç yorum yok: