20 Eylül 2015 Pazar

Hayret

Hala şaşırıyorum..Geçtiğim yollara, birlikte yürüdüklerime, yaşanmışlıklara rağmen hayretim hiç bitmiyor. Bir çocuk şaşkınlığı var içimden atamadığım. Hayretim en çok insanlığa...İnsan ne zalim ne yıkıcı varlık. Ve beni en çok şaşırtan, bunca duygusallığı barındıran varlığın bu kadar zalim olabilmesi aslında. Zalimliğin zavallılığına eşit insan ırkı!! Nasıl üstesinden gelebiliyorsun emeksizliğin, sevgisizliğin..
Yalnızlıkları kabullenmek yerine nasıl etrafındaki kuru kalabalıklarla oradan oraya sürükleniyorsun. Hadi bunları geçelim; nasıl oluyor da bir kere bağ kurabildiğin, bir kere kalbine alabildiğin insana yabancı biri gibi bakabiliyorsun? Senin bağ kurmaktan anladığın incecik pamuktan ipliklerle tutunmak mı? Senin sevmekten anladığın bugün tanıştığınız birine yarın "canım" diyebilmek mi? Yoksa sevmekten anladığın; kolayca arkanızı dönmek, hiç hissetmemiş gibi davranmak mı? Severken-sevilirken verdiğin emeklere yazık değil mi? En azından saygıyı hak etmiyor mu geçmiş duyguların? Peki hiç mi kopmayacak halatlarla bağlanmadın birilerine? Hiç mi gözünü karartmadın birileri için? Hiç mi korkmadın sevginin büyüklüğünden, arsızlığından ? Kaybetmeyi aklına getirip hiç mi için titremedi insan ırkı?
Basitliğin nasıl bu kadar normalleşti? Peki söyler misin, sen ömrüne kaç gerçek sevgi sığdırdın? O ömür boşa mı geçti yoksa? Bunca vakit sevgilerini ayırmadan, sınıflandırmadan, kalıplara koymadan yaşamayı neden öğrenemedin? Neden yaşayamadığın duyguları başkalarında görünce korktun? Neden ulaşamadığın yakınlıklara çirkin isimler takarak alay ettin? Neden yargıladın, yaftaladın? Bu kadar mı ürktün buz gibi kesilmekten, hissedememekten? Bu kadar mı acıdı için eksikliğinden? Bu kadar mı sevilmedin yoksa..Sevginin sevdaya, sevdanın sevgiye dönüşebildiği bir hayat size bu kadar mı imkansız göründü? Bundan mıdır hoyratlığın, bundan mıdır öfken ey insan?
Hayret ediyorum insan ırkı; zavallılığın beni şaşırtmaya devam edecek biliyorum. Çünkü ben, anlamamaya direndikçe ayakta kalacağımı biliyorum. Sense "neden, ne uğruna" yaşadığını bile farkedemeden kaybolup gideceksin. Hiç bir ruha dokunamadan, iz bırakamadan, isimsizce sevemeden-sevilemeden yok olacaksın..  

Hiç yorum yok: