Nazlı havuzun ve bahçenin tadını çıkardı.
Deniz'e yürümeyi öğretmeye çalıştı.
Abim ve ben çocuklarımızın mutluluğunu seyrettik. Didem ve Özkan da sanırım öyle. Ha Özkan bol bol balkon keyfi yaşadı ki bu onun için çok mühimdir. Babamsa bütün ailesini bir araya getirmenin gurunu yaşıyordu sanıyorum orda bulunduğumu her.
Beş gün boyunca şehirden uzak ayaklarımız sürekli toprakta, çimenlerde geçirirken ne
Ne Antalya şehir içi ne İstanbul ne de herhangi bir şehri özledim. İnsanın doğaya müthiş özlemi bu olsa gerek. Günün her saati sadece kuş sesi duymak, geçen tek tük arabaları saymak, yeşilliklerde çıplak ayak yürümek, ağaçtaki meyvelerin büyümesini seyretmek, İstanbul insanının en büyük eksikliği olan balkonda saatler geçirmek paha biçilemezdi. Dört duvar arasına sadece uyumak için girdik diyebilirim.
"Sarıkonak" bundan böyle bizim şehirden ve telaşından uzaklaşmak istediğimizde kaçabileceğimiz evimiz, bahçemiz,sığınacağımız liman. Bize bu mutluluğu ve çocukluğumuzu geri veren babama ve emeklerinden dolayı anneme sonsuz minnetlerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder