14 Ocak 2014 Salı

Yara

İnsanın yarası neredeyse kalbi orada atar derler ya,
peki ya yaran kalbindeyse? 
O zaman bedenin bütünüyle sızlar!!! 
Boş, ruhsuz ve masum maskeli hastane odaları, 
geceleri daha çok ürkütür, 
sokağına-evine-yatağına hasret bırakır. 
O sessiz odada uyanıp yalnız hissettiğinde veya
ameliyat sedyesine uzandığından aklından geçenler senindir. 
Tamamen senin. 
Kalbin ve ruhun o düşüncelerden geçenlerdir. 
Sevdiklerini ve yaralarını düşünürsün ilkin. 
Hayatın onlardan ibaret olduğu çarpar yüzüne. 
Öfkelerini, kırgınlıklarını çöpe atar,
her şeye rağmen bir gülümsemesine hasret duyduğun insanları 
tek tek parmaklarına eklersin.Parmak uçlarına.
İşte şimdi de parmak uçlarında atıyor kalbin. 
O parmakların ait olduğu insanları seversin. 
O son ana dek seveceğini bilirsin. 
Belki onlar da bilirler sevdiğini belki akıl sır erdiremezler. 
Yine de aynı bakarsın bir ömür. 
Bilirsin, bakışındaki sevgi yaşlanmaz. 
Hayat kabullendiğin duygularla ödüllendirir seni.
Ruhun feraha ancak öyle çıkar, 
kuşlar gibi özgürdür acıların şimdi.
Kendi kalbine savaş açma hiç, kaybedersin. 
Kaybettiklerin ilk önce kendi duyguların olur
yazık olur :)

Hiç yorum yok: