9 Nisan 2014 Çarşamba

Zor Günler

Birdenbire günlerdir yazmadığımı fark ettim. Blog'a yazmak içimden gelmedi. Twitter desen cehennem gibi zaten. Zor günler geçirdik ve geçiriyoruz. Bir zaman sonra belgesellerle, kitaplarla anlatılacak tarihi günleri yaşarken artık çoğunluğumuz mutsuz hissediyoruz. Gerginiz, öfkeliyiz, kırgınız. İnsanlığımızı yitirmemeye inat ettiğimizden hala bu ülkede olan biten siyasi veya toplumsal olaylara şaşırıyoruz. Bir yandan bir kısmı cahil bir kısmı salt kötü İnsanların tüm geleceğimizi etkileyen anlamsız tercihleri diğer yandan adaletsizliğin artık sıradanlaştığı durumlar... Ama üzerimize örtülen ölü toprağı çoktan kalktı, kendi sınırlarımızın nerelere uzandığını gördük zaten. Yine direnip yine sesimizi çıkaracağız elbet.Zaman alacak ama vazgeçmeyeceğiz. Kötülüğün bizi ele geçirmesine izin vermeyeceğiz. Ama yine de yaşadığımız topraklar bizi mutsuz etmek için her gün tuzaklar kuruyor sanki. Kulaklarımızı tıkamadıkça, gözlerimizi bağlamadıkça karşımıza çıkan sarsıcı haberler duyduk özellikle çocukları hedef alan. Sonu gelmeyen anlamsız ölümler, kazalar bizi iyice bıkkınlaştırdı. Normal yaşama dönemez olduk. Duyarsız insanların o rahatlığına neredeyse imrenir olduk. Artık twitterda aşktan ve dostluktan sevinçle veya efkarla bahsedebildiğimiz günleri özlüyoruz. Aylak aylak dizi seyrettiğimiz, çocuklarımıza sarılırken içimizin sızlamadığı, gün boyu aklımıza gelen endişelerin kat be kat çoğalmadığı günleri özlüyoruz. Korkularımız bizi şehirden de içindeki insanlardan da gitgide uzaklaştırıyor. Ve tüm bu huzursuzluk günlük yaşamımızı etkiliyor. Peki çözüm ne? Susup oturmak mı, eğlenmeyi unutmak mı veya gittikçe kabuğumuza çekilmek mi? Hiç sanmıyorum. Bir şekilde bu günleri geride bırakmanın yolunu bulacağız. Madem gittikçe dibe batıyoruz, sonraki aşama yukarı çıkmak olacaktır elbet. 

Hiç yorum yok: