11 Ekim 2015 Pazar

Veysel Atılgan

Veysel; güzel gözlü çocuk; seni hiç tanımıyorum. Aileni, kökenini, yerini yurdunu bilmem. Tek bildiğim 9 yaşında babanla barış için yürümek istediğin. Sabah babanın elini tutarak sevinçle evden çıktığını hayal ediyorum. Haftasonu baba-oğul güzel vakit geçirecektiniz, heyecanlıydın. Hava pırıl pırıl güneşliydi. Ama o güzel sonbahar sabahı, hayat senin için sona erdi. Ani ve utanç vericiydi gidişin.  Barış yürüyüşü için yüzlerce insanlar buluşmuştunuz ve barış için yürüyecektiniz.  Daha yürüyüş başlayamadan bombalarla yarıda kaldı gülümseyişin. Baba-oğul çekip gittiniz bu dünyadan. Yarın okula gidemeyeceksin, annen seni bir daha öpemeyecek, hayatın senin için hazırladığı hiç bir süpriz senin olmayacak. Peki biz ne yapacağız? Seni içine sığdıramayan bu topraklarda sanki sen hiç ölmemişsin gibi nasıl yaşayacağız? Güzel gözlü oğlum; dün seninle birlikte onlarca insan zalimce öldürüldüler. Biz yine neye uğradığımızı şaşırdık yine çaresiz kaldık. Öfkemiz, nefretimiz getirecek belki sonumuzu. Belki insanlar gibi topraklar da bölünecek sonunda, bilemiyorum. Ama okuduğum onlarca ölüm hikayesi ve gördüğüm onlarca gülümseyen yüzden en çok sen kalacaksın aklımda. Güzel gözlerin içime işledi bir kere. "Ankara" dendiği an, "barış yürüyüşü" dendiği an, "katliam" dendiği an gülüşün düşecek aklıma. Ah güzel yavrum, seni keşke hiç tanımasaydım, adını bilmeseydim. Keşke "insan" bu kadar canavarlaşmasaydı hiç. Keşke insan ırkı bu kadar uzun sürdürmeseydi yaşamını. Seni babanın elinden tuttuğun güneşli bir haftasonu, hayattan koparacak kadar devam etmeseydi hayat. Kıyamet keşke çoktan kopmuş olsaydı da, sen bu şekilde ölmeseydin. Pazartesi sabahı okuluna gidemeyeceksin ama biz yaşamlarımıza devam edeceğiz. Kahvaltı yapacağız, işe gideceğiz, sevdiklerimize sarılacağız, belki yerli yersiz dertleneceğiz ama sen hayata dönmeyeceksin. Gözlerin hiç gülümsemeyecek artık. Yükümüz giderek ağırlaşıyor. Af dilesek boş, günahkarız.. Acaba diyorum bir umut; bir başka dünya var mıdır gidebildiğin? Acaba bizim kahrolduğumuz ölümün kurtuluşun olmuş mudur çocuk? Dedim ya benimki sadece bir umut! Hoşçakal...

Hiç yorum yok: